TUNA BAŞAR
İ z m i r l i G ö z ü y l e
Yazılar 12
Bilimsel olarak her insan 18 yaşına kadar çocuktur.
Ama bizim ülkemizde
13-14 yaşına gelmiş çocukların büyümüş olması istenir.
Artık onlar çocuk sayılmazlar
ve
yaptıkları çocukça hareketler tepki alır.
"Artık büyümelisin"
derler
"Bu hala çocuk"
diye aşağılayıcı bir tepki gösterirler.
İstemezler; çocukların istedikleri gibi çocukluklarını yaşamalarını istemezler.
Engellerler.
Kendilerinin yıllar sonra özledikleri çocukluk günlerini,
başkalarının yaşamasını kıskanırlar.
"Ben yaşayamadım,o da yaşayamasın"
mantığıyla hareket ederler.
Tabii böyle tepki alan çocuklar,
çocuk kalmanın, hayata çocuk gözüyle bakmanın
yanlış olduğunu düşünürler.
Onlar da bir an önce büyümek isterler.
Kendilerine "çocuk" denilmesini hakaret kabul ederler.
Hatta "Ben çocuk değilim" diye itiraz bile ederler.
Ama bilim 18 yaşına kadar bütün insanları "çocuk" olarak niteler.
17-18 yaşına kadar ben de hayata
"çocuk" gözüyle bakardım.
Üniversiteye başladığım yıllardı.
Bilmezdim insanların ne kadar kötü düşüncelere sahip olabileceklerini.
Acımasız insan sayısının çok az olduğunu sanırdım.
Ama üniversiteye başlayınca afalladım.
İnsanların ne kadar acımasız olabileceğini gördüm.
Hayata çocuk gözüyle bakanların
nasıl da kullanıldığını fark ettim.
Sırf çocuk kalpli oldukları için, saf oldukları için, insanlara güvendikleri için
bir çok insanın, bu insanlara aptal muamelesi yaptığına
tanık oldum.
Üniversiteye başlayana kadar Atatürk'ün bu ülkedeki
herkes tarafından sevildiğini düşünürdüm.
Tam bir çocuk düşünce yapısı.
Kimsenin Atatürk'ü tartışacağını, onu yok sayacağını,
ondan nefret edeceğini düşünmezdim.
Ama o kadar çok Atatürk düşmanıyla karşılaştım ki
neye uğradığımı şaşırdım.
Galiba bu benim kabahatimdi.
Çünkü bizler Atatürk düşmanlarının bu ülkeyi yönettiğini de görmüştük.
Hatta şu an
Çanakkale Zaferinin yıldönümünde ve Ulusal Egemenlik bayramında
Atatürk'ün adını anmayanlar tarafından yönetilmiyor muyuz?
Bu yöneticiler
"Değiştik" diyerek hayata çocuk gözüyle bakanları kandırmadılar mı?
Hayata çocuk gözüyle bakanları kullanmadılar mı?
İşte bu tür olayları gören çocuk kalpli insanlar,
kendilerinden utanıyorlar.
Çocuk gözlerinden utanıyorlar.
Bu durumu gören 13-14 yaşındaki çocuklar,
kendilerine "çocuk" denilmesinden utanıyorlar ve
çocukluktan kurtulmak istiyorlar.
Ne kadar yazık, değil mi?
Bugün Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı.
Sadece çocukların değil, hala hayata çocuk gözüyle bakabilen herkesin
bayramını kutluyorum.
İ z m i r l i G ö z ü y l e
Yazılar 12
Bilimsel olarak her insan 18 yaşına kadar çocuktur.
Ama bizim ülkemizde
13-14 yaşına gelmiş çocukların büyümüş olması istenir.
Artık onlar çocuk sayılmazlar
ve
yaptıkları çocukça hareketler tepki alır.
"Artık büyümelisin"
derler
"Bu hala çocuk"
diye aşağılayıcı bir tepki gösterirler.
İstemezler; çocukların istedikleri gibi çocukluklarını yaşamalarını istemezler.
Engellerler.
Kendilerinin yıllar sonra özledikleri çocukluk günlerini,
başkalarının yaşamasını kıskanırlar.
"Ben yaşayamadım,o da yaşayamasın"
mantığıyla hareket ederler.
Tabii böyle tepki alan çocuklar,
çocuk kalmanın, hayata çocuk gözüyle bakmanın
yanlış olduğunu düşünürler.
Onlar da bir an önce büyümek isterler.
Kendilerine "çocuk" denilmesini hakaret kabul ederler.
Hatta "Ben çocuk değilim" diye itiraz bile ederler.
Ama bilim 18 yaşına kadar bütün insanları "çocuk" olarak niteler.
17-18 yaşına kadar ben de hayata
"çocuk" gözüyle bakardım.
Üniversiteye başladığım yıllardı.
Bilmezdim insanların ne kadar kötü düşüncelere sahip olabileceklerini.
Acımasız insan sayısının çok az olduğunu sanırdım.
Ama üniversiteye başlayınca afalladım.
İnsanların ne kadar acımasız olabileceğini gördüm.
Hayata çocuk gözüyle bakanların
nasıl da kullanıldığını fark ettim.
Sırf çocuk kalpli oldukları için, saf oldukları için, insanlara güvendikleri için
bir çok insanın, bu insanlara aptal muamelesi yaptığına
tanık oldum.
Üniversiteye başlayana kadar Atatürk'ün bu ülkedeki
herkes tarafından sevildiğini düşünürdüm.
Tam bir çocuk düşünce yapısı.
Kimsenin Atatürk'ü tartışacağını, onu yok sayacağını,
ondan nefret edeceğini düşünmezdim.
Ama o kadar çok Atatürk düşmanıyla karşılaştım ki
neye uğradığımı şaşırdım.
Galiba bu benim kabahatimdi.
Çünkü bizler Atatürk düşmanlarının bu ülkeyi yönettiğini de görmüştük.
Hatta şu an
Çanakkale Zaferinin yıldönümünde ve Ulusal Egemenlik bayramında
Atatürk'ün adını anmayanlar tarafından yönetilmiyor muyuz?
Bu yöneticiler
"Değiştik" diyerek hayata çocuk gözüyle bakanları kandırmadılar mı?
Hayata çocuk gözüyle bakanları kullanmadılar mı?
İşte bu tür olayları gören çocuk kalpli insanlar,
kendilerinden utanıyorlar.
Çocuk gözlerinden utanıyorlar.
Bu durumu gören 13-14 yaşındaki çocuklar,
kendilerine "çocuk" denilmesinden utanıyorlar ve
çocukluktan kurtulmak istiyorlar.
Ne kadar yazık, değil mi?
Bugün Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı.
Sadece çocukların değil, hala hayata çocuk gözüyle bakabilen herkesin
bayramını kutluyorum.
Tuna Başar
yirmiüçnisanikibinbeş onüçelliiki
yirmiüçnisanikibinbeş onüçelliiki